18 Eylül 2008 Perşembe

ANTEP SİNEMA ŞERBETÇİ

Sinema seyirciliğinden film seyirciliğine
ÜLKÜ TAMER
Bu hafta Onat'ın (Kutlar) Sinema Bir Şenliktir'ini okudum yeniden. Sinema hala şenlik midir, bilemiyorum, ama bir zamanlar bizim için kesinlikle şenlikti. Törenle yaşadığımız bir şenlik.
1940'ların Antep'inde ne çok sinema varmış meğer! En ünlüleri Nakıp'tı. Nakıp Ali'nin sineması. Sonra Yıldız, Dumlupınar, Baydar, Şehir. Başkaları da eklendi bunlara. Çocukluğumu şenliğe çevirdiler.
Her gece film oynatılırdı da, her gündüz oynatılmazdı. Çarşamba, cumartesi, pazar. Bu günleri beklerdik. Bir de bayramları.
Bayramların keyfi başkaydı. Genellikle dört film birden gösterilirdi. Üstelik biri "36 kısım tekmili birden". Sabahleyin girerdik sinemaya, akşamüstü çıkardık. Dev Adam'ı, Görünmeyen Adam'ı, Yüzbaşı Amerika'yı yılda üçdört kere izleme olanağını bulurduk. Dev Adam'ın yeri ayrıydı. Hele yanında King Kong da varsa. Bir de Tarzan filmi. Bayram o zaman bayram olurdu işte.


Çarşamba hangi sinemaya gideceğimize pazartesiden karar verirdik. Errol Flynn'in, Gary Cooper'ın, Tyrone Power'ın ya da John Wayne'in bir filmi oynuyorsa sorun yok. Laurel-Hardy oynuyorsa da sorun yok. "Tekmili birden" lerden ne olursa olsun, yine sorun yok. Frankenstein, Kurt Adam filmlerinden de.
Arap filmiyse, bir bakalım. Emine Rızık'sa değmez. Yusuf Vehbi'den zaten usandık. Onlar cumartesiye kalsın. Ama Leyla Murat kaçırılmaz.
Çarşambaları öğleden sonra iki buçukta başlardı film. Biz 12'de sinemanın önünde toplanırdık. Meyan şerbetçilerinden siftahımızı yapardık. Sonra gişeye dayanır, Tarzan Maymun Adam'ı kim bilir kaçıncı kere anlatırdık birbirimize. Arada bir de homurdanırdık: "Daha ne kadar bekleyeceğiz?"
Homurtular artınca sinemacı dayanamaz, bir buçukta açardı kapıyı. Koşarak girerdik içeriye. Taş ya da ahşap karanlıkta uzun süre koltuk beğenemezdik.
Koltuk dediğim tahta iskemle. Geçmiş filmlerden sahneler bu kere oynanarak anlatılırdı. Salonda dolaşan meyan şerbetçiler taslarını çıngırdatmayı bırakır, gülerek bizi seyretmeye koyulurlardı.

Hiç yorum yok: